2007-11-28

KANLI ŞEKER

SEKER KAMISINDAN SANAYiYE VE SONRA SERMAYE TRANSFERiNE




Ingiliz ile Ispanyollarin arasindaki onemli farklardan biride baktigi seyden nasil yararlanacagi konusu oldugunu tarih tescil etmistir. Kah iyi niyetinden, kah kotu… kah kurnaz olduklarindan, kah avanakligindan bu fark cok bariz sekilde tarihi etkilemistir.

15YY dan itibaren dunyayi somurgelestiren bu iki ulke tarumar ettigi kolonilerinde islerine yariyacak, ekonomik degeri olan herseyi tespit ediyor sonrada alip goturuyordu.

Ispanyollar; altin gumus vs gibi metalar ugruna koskoca Aztek, Inka uygarliklarini yokederken, Ingilizler Seminole, Sioux, Algonquin ve daha nicelerinin kanini emmis, bununla yetinmeyip diger kaynaklarinada bilhassa pamuk, misir ve seker kamisina bakmayi ihmal etmemislerdir.
Bunlarin icerisinde insanliga en buyuk acilar vermeye sebep olani ozellikle Karayiplerde bol bulunan SEKER KAMISI dir.
***

O gunlere kadar baharatlar gibi darasi ile altin degerinde olan ve o gunku ismi ile “beyaz altin” olan seker ve onu ureten seker kamisi yabani birsekilde tabiatta o gunku olcumler itibariyla sonsuz denilecek miktarda onlerinde duruyordu… fakat bu urunu toplayacak iscileri bulmak neredeyse imkansizdi. Once Yerliler kullanildi fakat bu da kisa surede pasta yemeye ve “5 cayi” icmeye damardan baglanan ingilizler icin yeterli degildi. Bunun uzerine yeni dunyadan Avrupaya seker kargosu dolu gidip bos gelen bu gemiler, daha sonralari ucgen rota cizerek Afrikaya ugramaya ve siyahlari kole olarak yeni dunyaya tasimaya basladi. Bu fikir oylesine tutmustuki, kole ticareti sadece seker tarlalarindaki isci ihtiyacina degil, kisa sure icerisinde ciftliklerden madenlere, ev hizmetinden seks ticaretine kadar yuzlerce alana yayilmisti.
***

Bu aliskanlik 19 YY Sanayi Devriminden sonra yavaslamis, kolelerin karin tokluguna yaptigini makinalar daha hizli ve daha az masrafla yapmaya baslayincada koleler kaderine ve sokaga terkedilmeye baslamisti.

FAKAT ORTADA BUYUK BiR PROBLEM VARDI VE BUNU GORMUYOR, INKAR EDIYOR, YOK SAYIYORLARDI.

Kole olarak getirilmis ve 19-20 YY gelindiginde artik sayilari milyonlarla ifade edilen, tek kelimeyle sokaga terkedilen bu insanlarin dunyasinda cok buyuk bir sosyo-kulturel catlaklar yaratilmisti. Aile yapisi, cemaat degerleri, namus anlayisi, kulturel hazine, sosyal ahlak, toplumsal saygi gibi degerler yumagini olusturan kumas coktan yirtilmisti. Nesillerin kulturlerini birbirine aktaraMAmasi, parcalalanan aileler, ilgisizlik, zorbalik, caresizlik, egitimsizlik, fakirlik gibi nedenlerden dolayi yokolup gitmis, yerine erozyona ugramis utanma duygusu, getto, varos, kriminal etkenlerin egoist kulturu yerlesmeye baslamisti. Toplumsal nefret, tahammulsuzluk, asagilamalar, reddedilmeler, haksizliklar, adaletsizlikler, yargisiz infazlar, Ku Klux Klan turu irkcilik, ayrilan mahalleler derken sehirler gittikce geriliyordu.

Giderek artan bu maraz, rahata alismis “Amerikan Ruyasi” stilinde yasamini surduren –elit irk- icin tehdit olusturmaya baslamisti… her an bir patlama ve isyan bekleniyordu. Bu da fazla gecikmedi ve 4 Nisan 1968 de liderleri Martin Luther King Jr'in bir manyak tarafindan kahpece oldurulmesi sonucu isyanlar basladi, sehirler darma dagan edildi, yakildi, yikildi ve pamuk ipligiyle birbirine bagli olan nufus o gun “cart” diye ikiye ayriliverdi. Sagduyulu siyahi liderlerin cagrisiyla dindirilen kan ve gozyasi yerini soru isaretlerine ve yaptigi hatalari arayan yoneticilerin uyanmasina birakmisti. Fakat bundan boyle tum sehirlerin merkezi siyahlara terkedilmis, Buffalo, Los Angeles, Detroit, New York gibi dunya merkezleri yakilip yikilmis, gettolasmisti. New York 30 sene cabadan, muazzam ekonomik ve siyasi degisimden sonra kismen rahatlamis isede basta Detroit olmak uzere pek cok ABD sehirleri kriz merkezleri haline gelmisti.
***

1960-70 li yillarda doruga ulasan uluslararasi liberal kapitalist iliskiler, sermayenin hudutlar disarisina cikabilmesi ve bu sermayenin transfer edilebilmesi ihtiyaci; artik bu turlu istikrarsizliklara musade vermiyecek kadar kompleks ve "pahali dert" haline gelmisti.
Ve Amerika uyandi.
Ardindan Avrupa uyandi.
Sonrada Asya kaplanlari uyandi.

Bu uyanis, artik iNSAN’a deger veren DEMOKRASi kelimesini dilinden dusurmuyordu. Seffaflik, demokrasi ve adaletin refaha giden yolun olmazsa olmaz kosullari oldugunu goruyordu.


Bu uyanis o ulkelerde hala UYUMAK isteyen MiLLiYETCiLiK, IRKCILIK sevdalilarinida tarihe gomuyordu.


Fakat uyanmayan, tersine daha derin uyumak isteyen, insanlarinin bir kismini gormeyen, inkar eden, yok sayan… digerlerinden ders almayan birkac ulke daha vardi.


BiLiN BAKALIM HANGi ULKELERDi BUNLAR

Hiç yorum yok: