2007-11-22

Profesyonel Ordu Neden Hayal

Bugunlerde Profesyonel ordu tartismalari oldukca yogun. Bu tartismalari yapanlarin cesitli amaclari ve nedenleri var. Ama bu niyet hayal olmaktan ote gidemiyecek bir niyet.
Nedenmi?



1- Uzay teknolojisinin, gorunmez ucaklarin, gerilla-covert operasyon savaslarinin, nukleer silahlarin askeri guc oldugu 21. YY da kimi kaynaklara gore 500 bin, kimi kaynaklara gore 800 bin piyade tufeginin pek bir ise yaramadigi biliniyor. Demekki temelde birkac aylik yat-kalk-selam cak egitimi alan yuzbinlerce eratin dış dusmanlara tesiri pek fazla degil.

2- Bu durumun 20 kusur yildir birkac bin PKK linin karsinda dahi fazla etkili olmadigini en yuksek rutbeliler bile soyluyor.

Yani 800 bin askerin varligi dış dusmanlar icin de degil,

...PKK icin de degil.


.


Peki butun bunlari bilen devlet ve TSK hala neden 800 bin askeri silah altinda tutuyor? Sadece birkac aylik yat-kalk-selam cak egitimi alan bunca erat sivillerden baska kime karsi etkili olabilirki?






.

Hangi siviller?

Kim bu siviller?

Gurcistandaki, Suriyedeki, Bulgaristandaki sivillermi?

Yoksa bizmiyiz bu siviller?

Askeriyenin gorevi devleti baska ulkelerden korumakmidir yoksa sivillerden korumakmidir ?

Siviller icin polis var.

Asker namluyu sivillere hangi devlet biciminde dogrultur?

...

Yoksa askeriye daha evvel bir kac defa yaptigi "darbe" kartini elinden birakmak istemiyormu?

***



12 Eylul 1980 Cuma sabahi saat 03:59 da Harbiye Marsinin ardindan General Kenan Evren radyolardan sunlari anons ediyordu…


…İşte bu ortam içinde Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanununun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini(*) yüce Türk Milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.


Bu anons yapilirken mahallemizin derinliklerinde tank sesleri duyuluyordu. Muhtemelen sehrin her kosesindede ayni sesler duyuluyordu. Televizyon, radyo, gazete yayin merkezleri, resmi daireler, mahkemeler, parti binalari, belediyeler, bakanliklar, meclis, PTT binalari, telefon, elektrik santrallari, otobus terminalleri, tren istasyonlari, havalanlari, limanlar, ana cadde, meydanlar ve daha nice kilit noktalar yuzlerce ve yuzlerce silahli askerler tarafindan “el konulmus”tu.

Bu durum Ankarada, Istanbulda, Burdurda, Karsda, Zonguldakta, Corumda, Mardinde, Ayvalikta, Cihanbeylide, Cemisgezekte, Iskenderunda, Bafrada ve daha binlerce yerlesim merkezinde ayniydi. Birkac hafta icinde neredeyse tum devlet kurumlarinin basina bir subay tayin edilmis, belediye baskanindan kaymakamina kadar tum yetkililer yuzbasilara, albaylara devredilmisti. Elbetteki el konulan tesisin buyuklugune gorede etrafinda silahli nobetciler.

Kaba bir hesapla yuzbinlerle ifade edilecek sayida asker ulkeye el koymustu.

Turk Silahli Kuvvetlerinin buyuklugu yuzbinlerle degilde onbinlerle ifade edilen bir rakam olsaydi ayni etkide “el koyma” gerceklesebilirmiydi?

***






.

Darbe kartini elinden birakmak istemesi mechul olan bir ordunun nufusunu %80-90 oraninda kucultmesini istemek pek mantikli gibi gelmiyor bana. Boyle birseyi ummak biraz saflik olmazmi?


---------------

Hiç yorum yok: